Merkez Bankası Döviz Kuru | |||
ALIŞ | SATIŞ | ||
USD | 40,2282 | 40,3007 | |
EURO | 46,7999 | 46,8842 |
Bugün: | 2 |
Dün: | 9 |
Toplam: | 2674 |
Son günlerde kamuoyuna yansıyan bazı açıklamalarda, “İşçiden amir olmaz” diyen memurlar eleştirilmekte ve bu sözler çarpıtılmaktadır. Açıkça ifade ediyoruz: Bizim duruşumuz, emeği küçümsemek değil; kamuda hiyerarşiyi ve mevzuatı korumaktır.
Memurun bulunduğu bir yerde, işçiden amir olmaz. Çünkü kamu yönetimi bir disiplin, hiyerarşi ve hukuki çerçeve içinde işler.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 3. ve 76. maddeleri, kamu görevlerinde atanma, terfi ve yöneticilik haklarını açıkça memur statüsüne bağlamıştır. Amirlik görevleri, ancak bu kanun çerçevesinde atanan, sorumluluk taşıyan ve kamu hukukuna tabi memurlar eliyle yürütülür.
İşçiler ise 4857 sayılı İş Kanunu’na tabidir. Statüleri farklıdır. Kamudaki işçiler, memurların disiplinine, görev yetkilerine ve idari sorumluluklarına sahip değildir. Bu nedenle bir işçinin, memurun amiri olması hukuken de uygulamada da mümkün değildir.
Biz işçileri küçümsemiyoruz, aksine onlarla dayanışma içindeyiz. Ama kamu kurumlarında işçi ile memurun görevi, yetkisi ve sorumluluğu farklıdır. Bu farklılık saygı çerçevesinde korunmalıdır.
Bugün bir tekniker, mühendis, şube müdürü, öğretmen, doktor, hemşire… Hepsi devletin memurudur. Bunların amiri; idarede hiyerarşik olarak daha üst düzeyde bulunan başka bir memur olabilir ama işçi olamaz.
Bu bir saygı sorunu değil, hukuk ve sistem meselesidir. Kanunların çizdiği sınır budur.
Dolayısıyla tekrar vurguluyoruz:
Kamu kurumlarında memurun olduğu yerde, işçiden amir olmaz.
Olursa da bu, ne hukukla ne de adaletle bağdaşır.
Yunus POLAT
VatanseverSen-Diyanet Genel Başkanı